>
Hepimiz içinde yaşadığımız organizasyonda etrafımızdaki kişilerle duygusal ve entelektüel ilişkiler kuruyoruz. Tarzı bize sıcak gelen yani “sevdiğimiz” kişiler ve tarzı bize zor gelen kişilerle çalışıyoruz. Yeni bir organizasyon yaparken veya mevcut organizasyonu değiştirirken kişilerle olan ilişkimiz ve öznel izlenimlerimizin konuya etki etmesini pek arzu etmiyoruz. İş stratejilerini ve hedeflerini destekleyen ve bunları en etkin şekilde hayata geçirmeyi sağlayan bir organizasyon yaratmak istiyoruz.
Diğer yandan her bir kişinin kuvvetli ve zayıf yönleri olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Ne kadar kişisel gelişime inansak da kişilik özelliklerinin belli bir yaştan sonra büyük oranda değişmediğini biliyoruz. Öyle ise kişilerin kuvvetli yönlerinden en yüksek faydayı sağlayan bir organizasyon yapmamız iyi sonuç verecektir.
Futboldan örnek verirsek, bir çok futbolcunun iyi oynadığı konum bellidir. Birden fazla konumda iyi oynayan futbolcu da vardır ama azınlıktadır. Bu yüzden bazen oyun düzeninizi elinizdeki iyi futbolcuların iyi oynadığı mevkiler tayin eder.
İş dünyasında ise elinizdeki elemanların profilleri kararlarınızda dikkate almanız gereken bir unsur haline dönüşür. Bazen elinizde birden çok iyi yönü olan bir yönetici vardır. Hem insan yönetimi hem de rakamlarla yönetimi kuvvetlidir. Sorumluluk duygusu, işe hakimiyeti ve takibi güçlüdür. Bu durumda bu kişiyi zor ama altından kalkabileceği bir işin tek sorumlusu yapmayı tercih edebilirsiniz.
Bazen de elinizinde çok yönlü olmayan ama konusunda uzman yöneticiler olur. Biri insan yönetiminde, öteki rakamlarla yönetimde kuvvetlidir. Bu durumda işin baştan sona sorumluluğunu tek kişiye vermektense ikiye bölüp dağıtmak isteyebilirsiniz.
Tabi bütün bunları yapabilmek için temelde gerekli en önemli konu elemanlarınızı çok iyi tanıyor olmanızdır. Ancak onları tanıdığınızda bu anlamda doğru karar verebilecek bilgiye kavuşmuş olursunuz.
Sağlıcakla kalın
Engin Utkan
>Çok önemli bir konuya temas etmişsiniz. Elbette önce insanı tanımak lazım. Böylelikle kişiyi ona en uygun görev ya da sorumluluğa getirmek mümkün olur. Bununla birlikte bu yetkilendirme tanımadan da yapılabilir. Riskli olsa da bu alternatif kişinin bu sorumluluğa ayak uydurabileceğini ummak ve gelişimi için destek vermek ile olabilir. Ama bu, "Her işi erbabına teslim etmek gerek" prensibinin göz ardı edilmesini gerektirmez. Ama gel gelelim organizasyonlar kişiye uydurulmaya başlanırsa burada tehlikeli olusumlar ve büyük riskler söz konusu olabilir.
BeğenBeğen
>Doğrudur, ancak organizasyonların kimin hangi alanda iyi olduğunu tepit edememe gibi bir problemleri var, ben henüz Türkiye'de kişilerin iyi oldukları alanı doğru olarak belirleyebilecek bir performans yönetim sistemi sahibi şirket henüz görmedim. Yurt Dışında'da sayılıdır.
BeğenBeğen